|
|
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi
ZİYARETÇİ DEFTERİNE
yazarsanız seviniriz.
|
www.hikayearsivi.net
olarak 2002 yılından
itibaren 23 yıldır kesintisiz yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği
kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz,
bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemiz içeriğini kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alıntıladığınızı belirtirseniz memnun oluruz.
Sitemiz içerikleri e-kitap olarak hazırlanmaya başlamıştır. Aşk Hikayeleri, İbretli Hikayeler, Duygusal Hikayeler adıyla hazırlanmıştır. Toplu kitap olarak okuyabilir, indirebilirsiniz.
Hali hazırda Sevgi Hikayeleri ve Dostluk Hikayeleri hazırlanmaktadır. Bizi takip eder ve sosyal medyanızda da paylaşırsanız seviniriz.
(Kerim Melleş-KuTuL KuLuB)
Ekim-2025 |
Kimsesiz Zeyd |
|
[Diyanetten Hikayeler]
Bir bayram günüydü. Medine sokakları bayramlıklarını giyerek bayram ziyaretine giden müslümanlarla doluydu. Birbirlerinin bayramını kutlayan müminlerin iç aydınlığı yüzlerine yansıyordu. Herkes birlikte bayramın coşkusunu yaşıyor, sevinciyle taşıyordu. En çok neşelenip eğlenme hakkına sahip olan çocuklar dünyayı umursamaz bir tavırla kendi alemlerine, oyunlarına dalmışlardı.
Uzaktan o gözüktü, alemlere rahmet olan sevgili Peygamberimiz (s.a.s) geliyordu. Geldi, bir duvar dibine çekilip sevinç ve neşe içerisinde oynamakta olan çocukları seyre daldı. O, bu küçük varlıkları engin gönlünün bütün genişliğiyle sever, onlara önem verirdi, çünkü onlar geleceğin büyükleri, bugünün yarın için beslediği umuttu.
Bir an için yıllar öncesine, kendi çocukluk günlerine gitti. O zaman her şey ne kadar farklı, insanlar ne kadar katı, kaba ve acımasızdılar. Kız çocukları diri diri toprağa gömülür, oğlanlara putların kulu olduğunu belirtecek adlar konulurdu.
Kendi çocukluğu yetim ve öksüz olarak dede ve amca yanında geçmişti. Mekke’ye dönmeden önceki o garip yayla günlerini hiç unutamıyordu. Süt kardeşiyle sürü peşinde o dağ senin, bu bayır benim dolaşıp dururlardı. Buluttan bir şemsiye onları koruduğu için başlarına güneş geçmezdi.
Yıllar öncesinin anılarından sıyrılarak oynamakta olan çocuklara baktı ve gülümsedi. Birden gözüne bir başka çocuk ilişti. O anda mübarek kalbinin sızladığını hissetti, gülümsemesi gül yüzünde donup kaldı, çocuk oyunlara katılmıyor, yaşıtlarının arasına karışmıyor, boynu bükük ve mahzun, öylece oturup önüne bakıyordu. Kendi çocukluğunda oyunlara katılmaz, anlaşmazlık halinde hakemlik yaparak tarafları uzlaştırırdı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) çocuğun yanına giderek başını, saçlarını okşadı:
– Yavrum, neyin var? Niçin arkadaşlarının arasına katılmıyor, onlarla birlikte oynamıyorsun? diye sordu.
Çocuk başını kaldırıp bu merhametli insanın mübarek yüzüne bakarak:
– Babam gazada şehit düştü, annem de çok yaşamayıp beni böyle bırakarak öteye göçtü. Ben böyle anasız-babasızken nasıl gülüp oynayabilirim?
Cevabını verdi. Hz. Peygamber(s.a.s):
– İstemez misin Allah’ın Resulü baban, Aişe anan, Fatıma ablan, Hasan ve Hüseyin de kardeşlerin olsun.
Çocuk coşkulu bir sevince kapıldı:
– Hem de çok isterim, çok sevinirim. Diğer çocuklara karşı böyle bir ailem var diye övünürüm.
Hz. Peygamber(s.a.s):
– O halde gel benimle diyerek eski-püskü giysiler içindeki çocuğu elinden tutarak evine getirdi. Hz. Aişe (r. anha) annemize:
– Bu çocuk Allah’ın bize bir emaneti. Emanetin hakkını vermek gerekir. Bugünden sonra onun ailesi biziz. İyi birer ana ve baba olmalıyız. Buyurdu.
Hz. Aişe (r.anha) çocuğu güzelce yıkayıp kuruladı. Sonra karnını doyurdu. Aç çocuk önüne konulanları iştahla yerken ona yeni bir giysi hazırladı. Eski-püsküden kurtulan çocuğun sevincine sınır yoktu. İzin isteyerek oynamakta olan çocukların yanına gitti. Bu defa onları bir kenardan izlemekle yetinmeyip aralarına karıştı, onlar kadar neşe içerisinde oynadı, oynadı, oynadı.
Diğer çocuklar ondaki bu değişikliğe şaşıyorlar ve aralarına karışan bu yeni oyun arkadaşlarının sevincini paylaşıyorlar, bir taraftan da ona imreniyorlardı:
– Ne mutlu sana... Allah’ın Elçisi gibi bir baban, Hz. Aişe gibi bir anan, Fatıma gibi bir ablan, Hasan ve Hüseyin gibi de kardeşlerin var. İçimizde en kutlu aileye mensup olan sensin. seni kıskanıyoruz, dediler.
- Ben kendi ailemi kaybettim ama daha hayırlı bir ailem oldu. Size karşı onlarla iftihar ediyorum.
Kimsesiz Zeyd, o mübarek bayram gününde böylesine kutlu ve mutlu bir ailenin evladı oldu. Dileriz ki her kimsesiz çocuk şefkat kollarıyla sarılsın, sevgi ve merhamet kucağında büyüsün.
Yetim başı okşayan ve gözyaşlarını silenleri cennetle müjdeleyen yüce dinin mensuplarıyız. Allah (c.c.)’a hamd olsun.
Sevgili çocuklar! bütün günleriniz bayram sevinciyle dolup taşsın, sizler için dileğim budur.
Kaynak: Minik Yürekler - Yücel İPEK, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Hikayeyi
kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtirseniz memnun oluruz.
|
|
8 Mayıs 2006
- 11:18:29 - 7109
günlük
Ekleyen editör:
HikayeArsivi |
|
|
Okuyan:[3528] Yorumlayan:[0] Kategori:
[Diyanetten Hikayeler]
HİKAYEYİ SOSYAL MEDYANIZDA PAYLAŞIN:
|
Bu hikaye yazı-yorum
için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
|
|
.: Günün Ayeti :. |
.: Günün Hadis-i Şerif-i :. |
.: Günün Sözü :. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyalleri kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alındığını belirtirseniz memnun oluruz. Site içeriği ve belirli konularda içerik paylaşımı ve katkı sağlamak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçebilirsiniz... |
|
Hikaye
Arşivi |
|
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB ©
2002-2025 © Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...
|
|
KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş
|
|
|