Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

24 Ekim 2025

Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  Kiprinin Avı (Diyanetten Hikayeler)Hikaye Öykü Masal Arşivi



Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren 23 yıldır kesintisiz yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemiz içeriğini kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alıntıladığınızı belirtirseniz memnun oluruz.
Sitemiz içerikleri e-kitap olarak hazırlanmaya başlamıştır. Aşk Hikayeleri, İbretli Hikayeler, Duygusal Hikayeler adıyla hazırlanmıştır. Toplu kitap olarak okuyabilir, indirebilirsiniz.
Hali hazırda Sevgi Hikayeleri ve Dostluk Hikayeleri hazırlanmaktadır. Bizi takip eder ve sosyal medyanızda da paylaşırsanız seviniriz. (Kerim Melleş-KuTuL KuLuB)
Ekim-2025

Kiprinin Avı
[Diyanetten Hikayeler]


    Değerli çocuklar!

    Bu yazımda size, kirpi adlı bir canlıyla ilgili hikâyemle söze başlıyorum:

    Gün ağarmak üzereydi. Alaca karanlıkta bir kirpinin, sessizce yuvasından çıkarak, avlanmak üzere, çalılıklara doğru yöneldiği görüldü. Biraz sonra, çalılıkların ardında pusuya yatmış bulunuyordu. Bu arada, çevresinde rastladığı böcekleri yakalamaktan da geri durmuyordu. Onun asıl amacı, ağzına Iayık tarla faresi, kuş, hatta başarabilirse, yılan avlayabilmekti. Kendi kendine: "Birazdan dere kıyısına iner , orada yakalayacağım kurbağa budlarına, sülün ve keklik dostlarımın tâze yumurtalarını katık yaparak, sabah kahvaltımı yaparım.'' Diye düşünen kirpinin ağzı sulanıvermişti. Bu düşüncesinin ardından: "Bir de yılan yahnisi olsa ne iyi olur diye kendi kendine söylendi.

    Bu tatlı düşünce ve isteğin rahatlığı içerisinde gevşemek üzereydi ki, yamacına bir engerek yılanının dikiliverdiğini gördü. Fakat telaşa kapılmadı; tersine düşlediğinin pek tez gerçekleşmiş olmasından memnun olmuş bir davranışla ve kendinden emin bir halde yılanın üzerine doğru yürüdü. Engerek yılanıysa dikleşerek kirpiyi izliyor, onu ısırmak için fırsat kolluyordu. Davranışlarında kirpiden çekindiği açıkca görülüyordu. Belki de sıvışmak, kirpiden uzaklaşmak istiyordu. Oysa o, yılanlar içinde en zehirli olanların başında geliyordu. Onun bir tek ısırışı bile canlıları kısa sürede öldürmek için yeterliydi.

    Engerek yılanı, tiz bir ıslık sesi çıkararak saldırıya geçmişti. Bu davranışıyla kirpiyi korkutup kaçıracağını sanmış olmalıydı. Buna rağmen kirpi, engerek yılanına çekinmeden sokulmuş, ve onu başından yakalamak için saldırıya geçmişti. Bu arada yılanın birkaç kez ısırmasına aldırış etmeden saldırılarını yoğunlaştıran kirpide ne zehirlenme ne de gücünü yitirme belirtileri vardı. Bunun sebebi, yılan zehirlerine karşı kirpilerin kanında ki bağışıklıktı. Bu yüzden engerek yılanının ısırışlarında kustuğu zehir etkili olamamıştı.

    Kirpiyle engerek yılanı arasında süren ölüm kalım savaşı, sürüp gidiyordu. Birara, kirpi beklediği fırsatı yakalamış; yılanın başına testere gibi dişlerini geçirip koparıvermişti. Artık engerek yılanının işi bitikti; kopuk başıyla kirpinin ayakları altına serilivermişti.

    Kirpinin düşlediği yılan yahnisinin asıl malzemesi hazırdı artık... Korkunç zehiriyle güçlü durumda bulunan engerek yılanını haklamayı beceren kirpi, yuvasına dönüşünde, kendisine zengin bir ziyafet sofrası hazırlamayı hak etmişti.

***


    Değerli çocuklar! Anlattığım kirpinin hikâyesinden de alınacak dersler vardır sanırım. Davranışlarınız, hiçbir zaman aklınıza ters düşmesin, kendinize güveni de sakın yitirmeyiniz. Hayat güçlüklerle doludur. Zorluklar karşısında hemence yılgınlık göstermeyiniz.

    Biz insanların, Yüce Hak'kın, akıl cevheriyle donatarak, şereflendirdiği yaratıklar olarak, elbet de öteki canlılardan ayrıcalığımız olacaktır. Bu güçlükleri aşabilmek için, başta hayat mücadelesi olmak üzere uğraşı vereceğiz. Ne var ki bu uğraşıyı insanca yapmamız gerekmektedir. Topluluklar arasında "Ekmek kavgası'' adıyla belirtilen bu uğraşıyı öteki canlılar gibi fiziksel güç kullanarak değilde aklımızın öncülüğünde çalışarak, alınteri dökerek yapmalıyız. Ne engerek yılanı gibi kendimizi güçlü sanarak başkalarıyla dalaşmalı, ne de kendimizi güçsüz sanıp uğraşıdan kaçmalıyız. Zorluklar ve anlaşmazlıklar karşısında, akıl yoluyla çözümler bulunacağını da hiçbir zaman unutmamalıyız sevgili çocuklar!




Kaynak: Köstebeğin Metrosu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları

Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net





Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Hikayeyi kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtirseniz memnun oluruz.

8 Mayıs 2006 - 11:29:26 - 7109 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[3579]Yorumlayan:[0]Kategori: [Diyanetten Hikayeler]
HİKAYEYİ SOSYAL MEDYANIZDA PAYLAŞIN:



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyalleri kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alındığını belirtirseniz memnun oluruz.
Site içeriği ve belirli konularda içerik paylaşımı ve katkı sağlamak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçebilirsiniz...

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB © 2002-2025  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş