|
Yorum
Yap |
Yorum yapmak üzere olduğunuz haber. |
Münafık Ve Babası |
|
Resûl-ü Ekrem'in de başlarında bulunduğu İslam ordusu Müreysî gazasından dönüyordu. Yolda gelirlerken eshap bir kuyunun başında konakladı. Susuzluktan bitap düşen eshap kuyunun başına su alabilmek için koşuştular. Kuyunun başında kırbalarını doldurmak isteyenler arasında bazı ağır sözlerin söylendiği duyuldu.
Bu sözleri söyleyenlerden biri Medinenin yerlisi olan Sinan, öbürü ise Mekkeli Cehcah idi. Medineli Sinan:
— Ey Medineliler ne duruyorsunuz bana yardım edin, diye bağırınca Cencah da, Mekkeliler siz de durmayın diyerek muhacirleri kavgaya çağırmıştı. Durum kısa zamanda anlaşıldı ve mesele halledilerek kapatıldı. Fakat hadise anında orada olmayan ve meseleyi sonradan öğrenen münafıklığı ayetle bildirilmiş olan Ubey bin Selul hadisenin kapatılmasını istemiyor, muhacirlere dil uzatarak:
— Besle kargayı oysun gözünü gibi sözler sarf ederek:
— Bu şerefsizlerin hakkından gelmemiz lazım. Biz onlara her türlü yardımı yaptık, şimdi de semizledikten sonra biz Medinelilere saldırmaya başladılar, gibi sözler söyleyerek durmadan hadiseyi canlı tutmak istiyordu.
Münafığın bu sözleri ta Hazreti Ömer'in kulağına kadar gitti. Hazreti ömer kükremiş:
— Ya Resûlüllah izin veriniz şu münafığın kellesini keseyim, diyerek kılıcının kabzasını kavramış izin verilmesini bekliyordu. Bu sırada Huzur-u Seadete İsminin Abdullah olduğunu söyleyen bir genç gelip:
— Übey bin Selül'ün kafasının kesilme şerefinin kendisine verilmesini istedi.
Peygamber efendimiz:
— Peki sen kimsin ki, o şerefin sana nasip olmasını istersin? dediğinde kendisinin Selul'un oğlu olduğunu ve böyle bir adamın oğlu olarak yaşamaktan utanç duyduğunu söyledi.
Gencin bu süzleri orada bulunanların gözlerini yaşarttı. Fakat peygamber efendimiz gencin babasını öldürmesine izin vermediler. İslam ordusu da Müreysî gazvesinden dönmüş ve Medine topraklarına girmişti. Bir sahabi gelerek:
— Ya Resûlallah! Abdullah babasının Medine'ye girmesine müsaade etmiyor, dedi. Peygamber Efendimiz yakındaki kum tepesinin arkasına baktığında gördüğü manzara şu idi. Abdullah babasının bindiği devenin yularından tutmuş;
— Ya bu kelimeyi geri alırsın, müslümanlara yaptığın hakaretlerden dolayı özür dilersin, yahut da seni Medine'ye sokmaz işini şurada bitiririm. Şunu iyi bil ki, şerefli olan Allah'ın resulü ve eshabıdır. Şerefsizler ise sen ve senin gibi put perestlerdir, diye bağırıyor.
Hazreti Peygamber Efendimiz Abdullah'ın bu derece imanından dolayı ondan çok memnun oldular ve münafıklığı ayetle sonradan bildirilen Selül'ün de Medine'ye girmesine izin verdiler.
|
16 Mart 2005
- 08:37:14 - 6974
günlük
Ekleyen editör:
HikayeArsivi |
|
Okuyan:
[8150]
Yorumlayan:
[0]
Kategori:
[Dini Hikayeler]
[Yazdır] |
|
HİKAYE
KATEGORİLERİNİN TÜMÜ:
01-İbretli Hikayeler
02-Dini Hikayeler
03-Yaşanmış Hikayeler
04-Duygusal Hikayeler
05-Sevgi Hikayeleri
06-Aşk Hikayeleri
07-Din Büyüklerinden Hikayeler
08-En Güzel Dini Hikayeler
09-Masal Demeti
10-Hayatın İçinden Hikayeler
11-İran Hikayeleri
12-Dostluk Hikayeleri
13-Mevlanadan Hikayeler
14-Kıssadan Hisseler
15-Çocuklar İçin Hikayeler
16-Doğruların Öyküsü
17-Komik Hikayeler
18-Nasreddin Hocadan Hikayeler
19-Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
20-Kurandan Hikayeler
21-Resulullahtan Hikayeler
22-Kelile ve Dimne
23-Tarihi Gerçekler
24-Gerçek Hayattan Hikayeler
25-Türk Tarihinden Damlalar
26-Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
27-Diyanetten Hikayeler
28-Renkli Hikayeler Masallar
29-Sesli Hikayeler
30-Resimli Hikayeler
31-Sizden Gelen Hikayeler
32-İngilizce Hikayeler
33-Padişahlardan Hazır Cevaplar
34-Türkü Hikayeleri
35-Tarihi Hikayeler Öyküler
36-Siyasi Hikayeler Hatıralar
|