Bir varmış bir yokmuş Bir şehir faresi varmış; Bir gün yolu yordamıyla tarla faresini yemeğe çağırmış. Bir Türk halısı üstüne Bir sofra kurulmuş, şahane. Ne yemekler, ne yemekler... Gitmeyen bilmez şehire. Böyle ziyafet görülmemiş, Hiçbir şey eksik değilmiş. Ama tam yemek başlarken farelerin iştahı kesilmiş: Ayak sesleri gelmiş birden evin üstünde bir yerden; Şehir faresi fırt bodruma, tarla faresi de peşinden. Ses seda kesilmiş yukarıda, fareler çıkmış meydana. Şehirli fare, buyurun, demiş, Soğumasın bizim kızartma. Ben doydum, demiş tarla faresi, Yarın bize beklerim sizi. Bizde böyle kral sofraları yok, Fıkara işi bizimkisi. Ama yediğin boğazında kalmaz, Ayak mayak sesi duyulmaz. Haydi hosça kal kardeş, Korkulu yemek bana gelmez. |